Esenler Belediye Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Tevfik Göksu, Haber Global’deki canlı yayında soruları cevapladı.

Mehmet Tevfik Göksu, 2 Temmuz 2021 gecesi, Haber Global kanalında yayınlanan Koltuk programına konuk olarak gazeteci Buket Aydın’ın sorularına yanıt verdi.

İstanbul’la ilgili merak edilenleri yanıtlayan ve önemli açıklamalarda bulunan Mehmet Tevfik Göksu’nun konuşmasına dair detayları ve özet başlıkları haberimizde bulabilirsiniz.

Tevfik Göksu: İstanbul’un en büyük sorunu deprem

İstanbul’un en büyük sorunu depremdir. Deprem, deprem, deprem.

İstanbul’da 7 milyon 100 bin bağımsız bölüm var. 2 milyonu 2000’den sonra yapılanlar ve riskli değiller. Geri kalanlardan riskli olanlar 300 bin. Sorunlu ve ivedilikle dönüştürülmesi lazım. Şu anda İstanbul’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle 117 bin konutun dönüşümü yapılıyor. En büyük dönüşüm projesi de Esenler’de. Esenler’de yaklaşık 60 bin konut yapılıyor. Fakat maalesef İstanbul Belediyesi’nin depremle ilgili aldığı bir önlem yoktur. 2 yıl önce Silivri depremi olduğunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu çıktı dedi ki, “Ben her yıl 20 bin konut yapacağım.” Şu anda 2 yıl geçti. 40 bin konutu bitirmiş olması gerekiyordu. Ama yaptığı bir tane konut yok. Her şeyden daha acısı, “224 tane çok riskli yapı var, bunları hemen dönüştürmemiz lazım” dedi ama bir tanesini bile yıkmadı. Hiçbir şey yapmadı.

İmamoğlu 5 Temmuz’da Kentsel Dönüşüm Destek Sistemi ismiyle bir lansman yapacağını duyurdu. Yani bilgi platformu kuruyormuş. Burada müthiş bir algı çalışması yapıyor. Bu bilgi platformu zaten 10 yıldır mevcut. İstanbul’da acil risk taşıyan tüm binaların yeri belli, yurdu belli. Vatandaş Alo 181’i aradığında, deprem riskiyle ilgili tüm bilgileri alıyor. Bizim zaten ilçe belediyeleri olarak da 10 yıldır verdiğimiz bir hizmet bu. Ama nedir? Sırf algıyı yönetmek, şov yapmak için bunu yapıyor. Yarın göreceksiniz, bütün otoyollar bunun reklamıyla dolacak. İstanbul yenileniyor ama altı bomboş!

Deprem dediğimiz konu, Allah korusun, toplumsal seferberlikle çözüm üretmemiz gereken hassas bir konudur. Bu hassas konuda kimsenin şov yapmaya, siyaset yapmaya hakkı yoktur. Çünkü sonunda can var, can!

Şu anda 44 sorunlu bölgede sorumluluk üstlenen belediyelere bakın. Sorumluluk üstlenenler hep AK Parti belediyeleri. Bir tane CHP belediyesi sorumluluk üstlenmiş, geri kalanı AK Parti belediyelerinin çalışmaları. Ve bizim AK Parti belediyelerindeki kentsel dönüşüm çalışmaları dışında yürüyen bir tane kapsamlı kentsel dönüşüm projesi yok. İstanbul’da, riskli bölgelerde riskli yapıların yıkım ve dönüşüm oranına bakıyoruz. Dönüşüm yapılan tüm binalar AK Parti’nin çalışmaları. Yıkılmayan tüm riskli yapılar CHP’nin sorumluluk alanında.

Şimdi burada bir halkla ilişkiler yönetimi ve oyunları yaparak belediyecilik yapmaya çalışıyorlar. Oysa halkla ilişkiler oyunlarıyla belediyecilik olmaz. Hele depremle ilgi canı ilgilendiren bir konuda algı yapmak, şov yapmak! İBB Başkanı çıkıp “Deprem çok önemli bir sorun” diyor. “Peki ne yaptınız?” diyorsunuz. “Çalıştay yaptık diyor.” Hangi çalıştay? Bakın size detaylıca anlatayım. İstanbul’da bilimsel anlamda yapılmamış hiçbir çalışma yoktur. Hepsi, 14 ayrı başlık altında, master planından tutun, tsunami analizlerine kadar, jeoloji etüdlerine kadar… İstanbul’un bütün haritaları mevcuttur. Dünyada deprem önlemleri konusunda ölçüt olarak kullanılan iki şehir vardır, Tokyo ve Los Angeles. İstanbul şu anda onlardan ileridir. Bilimsel hazırlıklar, kapsamlı hazırlıklar. İstanbul onlardan daha ileride. Peki İBB deprem hakkında ne yaptı? “Çalıştay yaptık” diyorlar. Çalıştay yapmanıza gerek yok. Depremle ilgili bütün veriler var, bütün datalar var. Hatta, geçenlerde TBMM’de İstanbul’daki deprem önlemleri konusunda komisyona çağırdılar, bütün belediyeler gidip sunum yaptık. Esenler Belediyesi olarak biz de önlemlerimizi, çalışmalarımızı sunduk. İBB geldi ne yaptı biliyor musunuz? İstanbul’da daha deprem çalışması yapılmamış diye şov yapan İBB TBMM’deki komisyonda AK Parti döneminde yapılan çalışmaların sunumunu yaptı. Hatta oraya yazmış, “AK Parti dönemindeki çalışmaların özeti” diye not düşülmüş. Ben de dedim ki, CHP sadece AK Parti’de yapılanların özetini sunabilir.

Şimdi burada somut şeyler söyleyelim. Deprem şov yapılacak, algı yapılacak bir konu değil. Riskli yapıların hepsi elimizde belli. Bunun şovunu yapma. Bakın, deprem bütçesini yüzde kaç düşürdü biliyor musunuz İBB? Yüzde 65! AK Parti döneminde İBB’nin bütçesinin %5’i deprem bütçesiydi. Kentsel dönüşüm bütçesiydi. Şu anda kaç biliyor musunuz? Yüzde 0.1!

İmamoğlu’nu hükumet mi engelliyor?

İki yıldan beri İBB Meclisi’nde yüzlerine 3 soru soruyorum:

1. Bugüne kadar merkezi idareden size gelmesi gereken paradan 1 kuruş kesinti yapıldı mı?

2. Bugüne kadar İBB Meclisi’ne İstanbul için bir tane proje getirdiniz de, biz AK Parti olarak mecliste bunlara hayır dedik mi?

3. Ben AK Partili belediye başkanıyım. Merkezi idareden bana gelen 1 kuruş fazla para var da, size gelen 1 kuruş eksik para var mı?

Bu üç soruyu sürekli soruyorum. Bugüne kadar cevabını alamadım.

Ben size cevaplarını vereyim.

1. 2020 yılında İBB bütçesini yaparken, “Bana merkezi hükumetten 15.7 milyar lira bütçe gelecek” demiş. Peki ne kadar para gelmiş? Yaklaşık 18 milyar lira gelmiş. Yani beklentisinin %114’ü kadar fazla para gelmiş. 15.7 milyar lira beklemiş merkezi idareden! Yaklaşık 18 milyar lira gelmiş. Hatta 2020 yılında İBB kasasına 19.9 milyar lira para girmiş. Bu paranın zaten 18 milyarı merkezi idareden gelmiş. İstanbul’un tarihinde böyle bir şey yok. Öz kaynak %9’a düştü. Kendisi, öz kaynak olarak üreteceğim dediği oranı %27’den %9’a düşürmüş. AK Parti döneminde bu %27’ydi. Şu anda %9. Şu anda belediye bütçesinin %91’i merkezi idareden gelmiş. Nerede engel? Hani engel?

2. Kim engelleyebilir başka? İBB Meclisi! Bakın, 2016, 2017, 2018’de, yani AK Parti döneminde İBB Meclisi’ne 6500 dosya gelmiş. Bu dosyaların yaklaşık 1850 tanesine, yani %27’sine CHP Hayır demiş.

Peki, gelelim CHP dönemine… İBB Meclisi’ne 2500 civarında dosya gelmiş. Biz sadece 63 tanesine hayır demişiz. Yani yüzde iki! Ve bu 63 dosya nedir biliyor musunuz? Yarısını zaten dosyayı hazırlamış başaramamışlar. Gidin dosyayı yeniden hazırlayın getirin dedik. Başka nedir hayır dediğimiz. Parkları imara açıyorlar. Su zammı getiriyorlar, ya da başka zamlar getiriyorlar. Hayır dedik.

Peki su zammına neden hayır dedik? İmamoğlu seçim kampanyasında ne dedi: “Ey İstanbullular, suyu pahalı kullanıyorsunuz, gelir gelmez suya %40 indirim yapacağım” dedi, değil mi? Mecliste bu indirimi yaptık! Şimdi siz halkı mı kandırıyorsunuz? Seçimde İstanbullular suyu pahalı kullanıyor indirim yapacağız diyeceksiniz. İndirimi yapınca da ertesi gün meclise gelip ilk mecliste suya %80 su zammı getireceksin! Bunu hangi ahlakla açıklayabilirsiniz? Biz yine ahlak olarak, etik olarak, enflasyon oranında su zamlarına onay verdik. Ama bizim zamanımızda, CHP bir kere İSKİ’nin su zammına evet dememiştir. Biz buna rağmen etik olarak, o zamlara onay verdik.

Etik olarak, bir siyasetçiyi sözleri bağlar. Seçilmek için kapı kapı dolaşıp “Ey İstanbullular siz suyu pahalı kullanıyorsanız, ben indirim yapacağım” diyeceksiniz. Peki yaptık! Bir tabir vardır, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Eğer su pahalıysa, tamam indirdik! Değilse İstanbul seçmenine neden böyle söyledin? Seçilmek için neden her şeyi mübah gördün? O zaman sonucuna katlanırsın. Burada, seçimi kazanmak için her türlü şovu ve algıyı yapacaksınız. Sonra hakikatlerle yüzleştiğinizde… Çıksın İstanbul Belediye Başkanı desin ki; ben seçimde yanlış söyledim, yanlış hesap yaptım. Bilmiyordum. Çıksın söylesin bakalım.

İBB bir yapraklı dosyalar hazırlıyor. Gelin sizi İBB’de gezdireyim. Böyle dosya olmaz diyoruz. Gönderiyoruz. Gösteriyoruz, düzeltiyoruz. Tekrar yazıyoruz, tekrar bilgi istiyoruz. Bunu da İstanbul Belediye Başkanı’na ve CHP grubuna çok kez söyledim. Dosyaları düzgün hazırlayın. Bakın dosyalardan bilgiye ulaşamıyoruz diye çok kez söyledim.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin son iki yılını özetleyin derseniz:

Bir… İletişim illüzyonu. Çok iyi beceriyorlar. Ama İstanbul’un problemlerine maalesef kör ve sağırlar. Şimdi siz düşünebiliyor musunuz? Deprem İstanbul’un en can alıcı meselesi. İBB’nin şu anda kentsel dönüşüm için binlerce konutun temelini atması, binlerce konutu yenilemesi lazım. Bir tane projeleri var. Eyüp’te 140 konutluk bir projeye başladılar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bahsediyoruz. İstanbul’un bütün yerin altı ve yerin üstündeki değişimlerinden sorumlu olan kurum bu.

İki yılda İBB’nin işlerinden aklımızda ne kaldı? Bir tane İstanbul’un geleceğini değiştirecek, bir tane İstanbul halkının yaşamında fark yaratacak, bir tane İstanbul’daki gençlerin, çocukların, kadınların hayatında fark yaratacak, onların hayat kalitesini yükseltecek… Bir tane projeden bahsedebilir misiniz?

Müsilaj sorunu

İstanbul’da müsilaj çalışması yapılıyor. Ama kim yapıyor derseniz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor. Bakanlık şu anda Marmara’ya kıyısı olan tüm kentlerin belediyelerinin entegre olduğu bir çalışma yapıyor.

Müsilaj nedir, denizdeki kirlilikten kaynaklanan bir sorun. Müsilaj göründüğü anda Sayın Cumhurbaşkanımız talimat verdi ve Çevre Şehircilik Bakanlığımız çalışmalara başladı. Şu anda tüm çalışmayı bakanlığımız yürütüyor.

İBB, gemilerimiz denizde çalışıyor diye reklam yaptı. Ben de sanıyorum ki, denizi temizliyorlar. Meğer hiçbir şey yapmıyorlarmış. Bir tane gemi, bağlı olduğu rıhtımdan hiç ayrılmamış bile.

Belediye bütçesinde su arıtma yatırımı yok!

İstanbul’da atık sularımızın %45’i ileri biyolojik arıtmayla gidiyor. %55’i de ön arıtmayla gidiyor. İstanbul’un ileri biyolojik arıtma tesislerine ihtiyacı var. İBB’nin bir tane ileri biyolojik arıtma tesisi yaptığını duydunuz mu?

Ama bir şeyi duydunuz. Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Temel ATMAMA TÖRENİ duydunuz. Yaklaşık 450 milyon metreküp suyu arıtacak ve Marmara’nın hayatını kurtaracak ileri biyolojik arıtma tesisini siz durduruyorsunuz. Ve onu da algı ve yalanlarla durduruyorsunuz.

Kanal İstanbul milletin parasıyla mı yapılıyor?

Kanal İstanbul’u bakanımız çok net açıkladı. Dedi ki, Kanal İstanbul kendi kaynağını kendisi üretecek kadar büyük bir projedir. Kendi içerisinde bir sürü ticari alanlar var. Ticari üniteler var.

Öbür taraftan şöyle düşünün. Şimdi siz bu kanalı kurmasanız, buraya bir yatırım yapmazsanız, bu TV kanalını kuranlar, kimse, bu kanalı kurmasalar, bu yatırımı yapmasa reklam alabilirler mi? Dururken kimse size reklam verir mi? Bir yatırım yaparsınız, onu gelirle karşılarsınız. Kanal İstanbul yatırım maliyeti ne kadar? 10 ile 15 milyar dolar arası söyleniyor. Türkiye için bunlar çok küçük rakamlar ya. Bakın size çok basit bir şey söylüyorum. Deprem riski altındaki konutların bulunduğu rezerv donatı alanlarını devlet kamulaştırsa üç Kanal İstanbul parası ödemesi gerekiyor. Oysa orada ürettiğiyle zaten kamu ciddi anlamda karda, ciddi anlamda avantajlı. Şu nasıl bir psikoloji bilmiyorum. Ben hiç yaşamadım o psikolojiyi. Devletin ürettiği projeye karşı olmak, milletin ürettiği projeye karşı olmak nasıl bir duygu? Hiç yaşamadım.

Oradaki Kanal İstanbul’un geçtiği alanın büyük bölümü kamu arazisi. Şunu söylüyorum. Şimdi bir hanımın orada bir arazisi varsa. Ahmet Efendi, Mehmet ve Fatma Hanım gitti onu aldıysa kim karışabilir? Şu varsa bunu hep beraber tartışalım. Kamu alanı, Milli Eğitim’in alanı. Hazinenin alanı… Başka bir kamu kurumu alanı da onu bir şahıs aldıysa, bunu tartışalım. Var mı böyle bir şey? Yok.

Sadece yalan üzerine bir siyaset kurgulanmak isteniyor. Algı üzerine bir siyaset kurgulanması isteniyor. Türkiye’nin küresel unsurları itibariyle karşı olan bütün güçler Kanal İstanbul’a karşı. Peki bu ülkenin insanları? Niye bir kesim insan buna karşı olmaya gayret ediyor. Yani insan kendi ülkesine yapılan yatırımdan mutsuz olur mu ya? Bir de şöyle düşünün. Bakın bir dünyada devlet geleneği olan ender ülkelerden bir tanesiyiz. Bizim tarihimiz dünkü tarihiyle 200 yıllık tarihe sahip değiliz biz. Biz insanlığın başladığı andan itibaren tarihi olan bir milletin çocuklarıyız. Devlet geleneği olan bir milletin çocuklarıyız. Böylesine bir devlet, böylesine büyük bir proje yapacak. Bunun güvenliğini düşünmeyecek. Bunun çevre faktörlerini düşünmeyecek. Bunun nedeni düşünmeyecek, bir şey olabilir mi? Bakın o kadar trajik şeyler söyleniyor ki bu kadar trajik şeyler diyor ki. Kanal İstanbul yapılacak Terkos gölü tuzlanacak. (Terkos Gölü yukarıda kaldığı için) Allah aşkına aşağıdan yukarı suyun gittiğini gördünüz mü siz?

Kılıçdaroğlu, “Kanal İstanbul’un parasını ödemeyeceğim” diyor

Bu gerçekten bir, hukuk açısından çok büyük problem. İki, siyaset açısından çok problemli. Üç, demokrasi açısından çok problemli bir söylem. Daha devlete gelmeden devleti tehdit eden bir anlayış tam CHP. Daha devlete gelmeden devleti eden bir anlayış. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Zaten iktidara gelemeyecekler. Yani 40 küsur yıldır bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi iktidar yüzü görmedi. Bundan sonra da göremeyecek.

Bakın dikkat edin, bütün kamuoyu araştırmalarını takip edin. Yüzde 23 ile 25 arasında takılmış kalmışlar. Bir puan ileri gidemiyorlar. Gidemezler. Çünkü siyaseti hakikatler üzerinden yapmıyorlar. Şimdi sorun Cumhuriyet Halk Partisi’ne projeleri nedir? Bir tane İstanbul’u, Türkiye’yi ileri götürmeyi vadeden projeleri var mı? Durduracağım, yıkacağım, yakacağım. İnsanlar iktidara gelmek için umuta bakarlar. Onlara hangi gelecek tahayyülünü veriyorsunuz? Durduracağım, yıkacağım, yakacağım, yapmayacağım. Millet size neden oy versin ki? Kanal İstanbul durduracağım, para ödemeyeceğim. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Devletin geleneği vardır. Devlette devamlılık esastır. O nasıl olsa gelemeyeceğini bildiği için meydan okumaya çalışıyor. Sırtında küfe yok. Bol keseden atıyor.

Büyükşehir belediyesinde görüyorum bunları. Eskiden İBB Meclisi’nde metrolarla borçlanma dosyası geldiğinde CHP hayır derdi. Hiç evet dediği yok biliyor musunuz? (İmamoğlu) Hani şimdi metrolarla ilgili ilanlar astı. O metroların hepsi meclisten geçerken Büyükşehir Belediye Başkanı hepsine hayır dedi biliyor musunuz? Hepsine hayır dedi, şimdi de diyor ya İstanbul Türkiye’de en fazla metrosu olan kent. O metroların hepsine hayır dedi. CHP bu metro kararları meclisten geçerken hepsine hayır dedi. Çıksınlar tersini söylesinler. Hatta geçen gün bir borçlanma töreni yaptı. Ona da hayır demişti mecliste.

Ekrem İmamoğlu’yla canlı yayına çıkar mısınız?

Hodri medyan! İstanbul’u hangi platformda, hangi yayında, hatta söylüyorum, onun tetikçi medyası var, istiyorsa tetikçi medyasında, nerede istiyorsa hangi gazeteciyle istiyorsa, hodri meydan çıkarım! O seçsin, istediği gazeteciyi seçsin, çıkarım. Hodri meydan.

Tevfik Göksu: “Ekrem İmamoğlu çok başarısız”

Yani hiçbir şey yapmadı dersem haksızlık olur. Bir, çok iyi illüzyon yapıyor. İki, çok iyi algı manipülasyon yapıyor. Bu başarıdır. Mesela şunu çok iyi başardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni 28.9 milyar bütçesi olan bir ajansa dönüştürdü. Reklam kurumuna dönüştürdü. Sabahları kalktığında herhalde “Büyükşehir için bugün hangi reklamı yapacağım” diye düşünüyor. Hangi projeyi yapacağım diye düşündüğünü zannetmiyorum. Hangi reklamı yapacağım diye düşünüyor. İllüzyon, algı, şov, ajans. Başka bişey yok. 2 yılda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin zihninizde bir tane projesi kaldı mı? Var. Temel atmama töreni! Başka? Musluk açma töreni. En sonda da çok garip bir şekilde kendisini meclisten geçerken hayır dediği borçlanma töreni.

İmamoğlu’nun öfke sorunu

İmamoğlu ile şahsi bir sorunum yok. İstanbul’u kimin yönettiğiyle ilgilenmiyorum. Ben İstanbul’un nasıl yönetildiğiyle ilgileniyorum.

Sayın başkanla benim şahsi bir sorunum olamaz. Ne o benim düşmanım, ne o benim herhangi bir art niyetle davranacağım bir insan. Benim için sayın belediye başkanıdır. İstanbul Belediye Başkanıdır. Saygıda kusur etmem. Ama benim için İstanbul’u kimin yönettiği değil. İstanbul’un nasıl yönetildiği önemlidir. İstanbul’un nasıl yönetildiğiyle ilgileniyorum. Dikkat ederseniz ben sayın başkanın şahsını hiç konuşmuyorum ama sayın başkanımda çok ciddi bir öfke kontrol problemi var. Yani o gün o yayındaki hanımefendiye mesaj falan atmış değilim. Yani hanımefendiye söylediği ağır ifadeler, gazetecilere kullandığı ifadeler başka bir öfke kontrolü sıkıntısını gösterebilir ama orası beni ilgilendirmiyor. Ben İstanbul’un nasıl yönetildiğine bakıyorum. İstanbul’u iyi yönetse çıkar İstanbul’u yönetiyorlar, niye konuşuyoruz derim.

Çok iyi yaptıkları bir iş var. Metroları 24 saate çıkardılar. Bu çok güzel bir uygulamadır. Süt dağıtmak çok çok güzel bir şey. Yöntemi yanlış ama süt dağıtma çok güzel bir şey. Fakat, yöntemi yanlış. İstanbullulara 4 liralık sütü 7 liraya mal ediyorlar. Sütün kendisi 4 lira. Dağıtım maliyeti kaç lira? 7 lira. Oysa artı teknoloji o kadar gelişti ki. Misal biz (Esenler Belediyesi) veriyoruz, kartımız var bizim. Bizim marketimizden vatandaş kartla sütünü satın alıyor. Ama büyükşehir belediye başkanlığında araçlar giydirilecek onu portreleri asılacak oraya, süt geliyor denilecek. Reklamı yapılacak. Süte 4 lira artı 3 lira da dağıtım maliyeti.

Hodri meydan basın toplantısı

Yalan haberler yayınlayan CHP yandaşı medya kuruluşlarını basın toplantısına çağırdık. Hodri meydan dedik. Gelmediler. Korktular. Çünkü yalan söylüyorlar. İnsanların yalanla yüzleşmesi çok zor bir şeydir. Türkiye’de bir algı ve manipülasyon merkezi var. Bir haber merkezi değil de algı, manipülasyon ve itibarsızlaştırma merkezi olarak çalışıyorlar.

Altını çizerek söylüyorum, itibarsızlaştırma merkezi var. Büyükşehir belediyesinde onları Tevfik Göksu çok rahatsız ediyor. Bunu biliyorum ben. Çünkü tetikçi medya büyükşehirden beslenmedir. Patronlarıyla ilgili en büyük mücadeleyi ben yaptığım için de çok rahatsız oluyorlar galiba. Büyükşehirdeki biz o mücadeleyi yapınca orada bana diyecek cevapları yoktur. Esenler üzerinden algı yapmaya kalkıyorlar. Ben dedim ki; kardeşim madem bu algı yapıyorsunuz hodri meydan. Hepinizi saat 11’de bekliyorum. Ne soracaksınız, ne sormak istiyorsanız buradayım, sizi bekliyorum. Buyurun gelin. Şimdi siz her gün bir şekilde bir haber yapıyorsanız, bir insanla ilgili, bir belediye ile ilgili bir şey yapıyorsanız buyurun gelin. Bir gün bir tanesi yazmış: Tevfik Göksu’nun konut işleri! Bakıyorum. Hangi konut işleri bu? Milli Savunma Bakanlığı’na lojmanlar yapıyoruz. Biz kentsel dönüşümde Milli Savunma Bakanlığı’ndan aldığımız alana lojmanlar yapıyoruz. Kentsel dönüşüm konutları yapıyoruz. Milli Savunma Bakanlığı’na yapılan konutları (…konu ediyorlar)! Böyle bir saçmalık olabilir mi? Ben de onun üzerine dedim ki hodri meydan. Buyrun gelin. Kimse gelemedi çünkü yalanlarıyla yüzleşmeye yürekleri yetmedi. Biz insan olarak hakikat üzerine siyaset yapan insanlarız ve biz yapmış olduğumuz her işte vicdanımıza hesap vermeyi kendimize birinci görev kabul ederiz. Bizi yaratan Allah’a her yaptığımızdan hesap vereceğimizi biliriz. Biz bilerek yanlış yapmayız, eksik yapabiliriz, isabetsiz kararlar verebiliriz ama bilerek yanlış yapmayız. Onun için yaparken eğer bir şey yanlış yaptıysak çıkarız deriz ki biz orada yanlış yaptık deriz. Değilse, çıkar hodri meydan savunuruz. Onun için sözümüzün gücüne, yaptığımız işin hakikatine inandığımız için hodri meydan, buyurun. Ama hiçbiri gelemedi. Çünkü yalanlarıyla ile yüzleşme yürekleri yetmedi.

***

M. Tevfik Göksu kimdir?

1 Ocak 1966 tarihinde Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde doğan Göksu, ilkokulu Gölbaşı’nda, liseyi İstanbul Gaziosmanpaşa İmam Hatip Lisesinde tamamladı. 1990 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümünde tamamladı. Akademik çalışmalarını Sosyoloji alanında yoğunlaştıran M. Tevfik Göksu, Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde başladığı doktora çalışmalarını Siyaset Sosyolojisi üzerine devam ettirdi.

Aktif siyasete erken yaşlarda başlayan ve yaşamı boyunca devam eden M. Tevfik Göksu, Refah Partisi ve Fazilet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Millî Gençlik Vakfı İstanbul İl Kuruculuğu ve Marmara Bölge Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1992’den 2000 yılına kadar Bağcılar Belediye Başkan Danışmanlığı görevinde bulundu.

2009 yılında yapılan yerel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi Esenler Belediye Başkanı adayı gösterildi ve yüzde 48 oy oranıyla Esenler Belediye Başkanı seçildi. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde AK Parti’den tekrar Belediye Başkanı adayı gösterilen M. Tevfik Göksu, yüzde 62,7 oy oranıyla tekrar Esenler Belediye Başkanı olarak seçildi. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ise yüzde 65,48 oy oranıyla üçüncü kez başkan seçildi.

Günümüzde, Esenler Belediye Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekilidir. SONAR araştırma şirketinin yaptığı araştırmaya göre İstanbul’daki AK Parti Belediye Başkanları arasında en sevilen, en başarılı Belediye Başkanı olarak tespit edilmiştir.